BLW Marketim olarak bebeklerimizin ve çocuklarımızın sağlıklı ve dengeli beslenmesine ne kadar önem verdiğimizi biliyorsunuz. Ancak tüm aile bireylerinin de sağlıklı beslenmesi bizler için oldukça önemli:)
Bu yazı dizimizde beslenmenin yapı taşlarından, son dönemlerde isimlerini sıklıkla uzmanlardan duyduğumuz beslenme düzenlerinden, sağlığımız için neleri daha çok tüketmeliyiz ve hangi besinlerden kaçınmalıyız gibi konulardan bahsetmek istedik.
Yazı dizimizin ilk bölümünde temel beslenmenin yapı taşlarını özetleyelim. Temel beslenmenin 3 ana yapı taşı vardır ve bunların farklı oranlarda tüketilmesiyle beslenme düzenimiz oluşuyor: Karbonhidratlar, Proteinler ve Yağlar
Karbonhidratlar: Belli başlı karbonhidrat kaynakları tahıllar, sebzeler, meyveler, baklagiller, süt ve şekerli gıdalar yani tüm tatlılardır. Tüm bu besinlerde şeker türleri yer almaktadır. Bu grubun en sağlıklı besinleri elbette sebzelerdir. Sonra hem protein hem karbonhidrat kaynağı baklagiller, meyveler ve tahıl grubunu sayabiliriz. Rafine şeker içeren tüm hazır gıdaların, çikolata, bisküvi vb gibi atıştırmalıkların son derece sağlıksız olduğu artık bilinen bir gerçek. Ancak çok sağlıklı olduğuna inandığımız meyveler ve sütte de aslında doğal şekerler (fruktoz ve laktoz) mevcut, bu nedenle de beslenme rejimlerinde bu grup gıdalara da sınırlandırılma getirilmekte.
Tahıllar ise büyük bir tartışma konusu; işlenmemiş tam tahıllar ve bunlardan yapılan ekmek-makarna-pilav vb besinler hakkında çok değişik görüşler yer alıyor. İşlenmiş rafine tahılların (ör: beyaz ekmek) zararları ise artık herkes tarafından biliniyor. Tamamen karbonhidratsız bir beslenme şekli hiçbir uzman tarafından önerilmiyor. Ancak alışılagelen beslenme düzenlerinde, beslenme uzmanları genellikle beslenmenin ve enerjinin %60-70 oranının karbonhidratlardan sağlanmasını öne sürüyor.
Çocuk ve bebek beslenmesinde de bu oranlar halen geçerliliğini koruyor.
Proteinler: Doğadaki protein kaynakları ise 2 ana gruba ayrılıyor: Hayvansal ve Bitkisel Proteinler. Hayvansal proteinlere et, balık, kümes hayvanları, yumurta, deniz ürünleri ve süt ürünlerini (yoğurt, peynir, kefir vb) örnek verebiliriz. Bitkisel proteinler ise sofralarımızın baş tacı baklagiller. Mercimek nohut, fasulye çeşitleri. Tıp dünyası protein kaynakları konusunda da oldukça tartışmalı, kimi uzmanlar hayvansal proteinleri daha az tüketmek gerekir derken, kimisi de bitkisel proteinlerin aynı zamanda karbonhidrat kaynağı da olduğunu ve tüketirken dikkatli olmak gerektiğini savunuyor.
Yağlar: Yağ grubu ise doymuş, doymamış ve trans yağlar olarak üçe ayrılıyor. İnsan sağlığı için doymamış yağların daha sık tüketilmesi tavsiye ediliyor. Başlıca doymamış yağ kaynakları, tüm tohum ve kuruyemişler ve yağları - keten tohumu, ceviz, susam, badem, fındık, ceviz vb-, zeytinyağ, zeytin, ve son dönem ülkemizde de sıklıkla yetiştirilen avokado.
Doymuş yağlara ise tereyağ ve kümes hayvanları derileri örnek verilebilir. Doymuş yağların beslenmede doymamış yağlara kıyasla daha az tüketilmesi öneriliyor ancak düzenli tüketilmeleri tavsiye ediliyor.
Bu gruptaki kesinlikle tüketilmemesi gereken yağlar ise trans yağlar. Isı ile aktive olmuş, rafine edilmiş tüm bitkisel yağlar ve margarin insan sağlığı için oldukça zararlı ve kanserojen olduğu ispatlanmış bir yağ grubu.
Şimdi aklımızda 3 soru geliyor?
1. Bu yapı taşlarının sağlıklı tüketimi için hangi temiz besin kaynaklarını tüketmeliyiz?
2. Bu yapı taşlarını hangi oranlarda beslenme düzenimize eklemeliyiz? Değişik beslenme şekilleri nelerdir?
3. Hangi ürünleri kendimizin ve çocuğumuzun beslenmesinden kesinlikle çıkarmalıyız?
Yazı dizimizin diğer bölümlerinde bu sorulara da birlikte cevaplar bulacağız:)